03.10.2017

Denizli İl Müftüsü Mehmet Aşık, Din Görevlileri İle Bir Araya Geldi

Denizli İl Müftüsü Mehmet Aşık, “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle düzenlenen programda Pamukkale İlçe Müftülüğü’nde görev yapmakta olan Din görevlileri ile bir araya geldi.

Pamukkale İlçe Müftülüğü tarafından “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” kapsamında yapılan program Dokuzkavaklar Merkezefendi Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nda organize edildi. Düzenlenen programa Denizli İl Müftüsü Mehmet Aşık, İl Müftü Yardımcıları Hasan Hüseyin Ortanca, Mehmet Yıgın, Hasan Hüseyin Palabıyık, Pamukkale İlçe Müftüsü Nihat Sevil, Pamukkale İlçe Müftülüğü Vaizi Semih Keskin ile din görevlileri katıldı.

Programının açılış konuşmasını gerçekleştiren Pamukkale İlçe Müftüsü Nihat Sevil, “Cami ve Din Görevlileri Haftası” münasebetiyle Din görevlilerimizle bir araya gelmeyi istedik. Değerli İl Müftümüz Mehmet Aşık ve İl Müftü Yardımcılarımızın katılması, bizleri sevindirmiştir.” dedi.

01 – 07 Ekim tarihleri arasında idrak edilen “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nda Diyanet İşleri Başkanlığı’mızca her yıl bir temanın işlendiğini ifade eden Denizli İl Müftüsü Mehmet Aşık,  haftanın bu yılki temasının ‘Cami, Şehir ve Medeniyet’ olarak belirlendiğini söyledi.

 Medeniyet tasavvurunda cami ve mescitlerin öneminin çok yönlü fonksiyonu olduğunu belirten İl Müftüsü Mehmet Aşık, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Cenab-ı Allah Kur’an Kerim’in Tevbe Suresi’nin 18. ayetinde; ‘Allah’ın mescitlerini, Allah’a ve ahiret gününe inananlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenler ve sadece Allah’tan korkanlar imar ederler.’ Bu ayette geçen imar, bir taraftan maddî bina ve bakımı, diğer taraftan da cemaatle namazın fazileti, dinî-manevi eğitim ve şahsiyet gelişimi olarak gerçekleşir. İşte vaiz, imam-hatip ve müezzin-kayyım din gönüllüsü, bu ulvi görev ve sorumluluğun farkına varıp bireysel ve toplumsal çerçevede bunu hayata geçirdiği nispette değer kazanır ve şükreden bir kul olur. Zira her nimetin şükrü kendi cinsindendir. Bu itibarla her din gönüllüsü, hutbe ve vaazıyla, ezan ve kıraatıyla, beşerî ve ahlaki münasebetleriyle görev alanı cami ve muhitini cazibe merkezine dönüştürüp cemaatini çoğaltmalıdır. Şüphesiz bunu gerçekleştirebilmenin yolu da daimî bir süreç olarak okuyup düşünmekten ve planlı çalışmaktan geçer.” şeklinde konuştu.